7 Kasım 2010 Pazar

bir pazar günü



ilk olarak sabah saatlerinde japonya türkiye maçını izledim. resmen berbat oynadık bugün japonya karşısında. bir ruhsuzluk, bir zaten maçı alamayız hissi. bana bile yansıdı o kötü hava düşünün artık nasıldı maç atmosferi. sonuç olarak setlerde fark yiyerek (bir ara 10-2 diye bi sayı farkı olmuştu daha setin başında.) dünya kupasında ki bir üst tura çıkma şansımızı yitirdik.

dip not: şu japonların "hii yaaa yii yoo" gibi çıkardıkları sesler resmen felaket.

----



sonra efes-tofaş maçını izledim günün ilerleyen saatlerinde.
maça dair ilk şok kadroda nachbar'ın olmayışıydı!!! beyimiz sakatlanmış, tribünde oturuyordu. hangi ara sakatlandı bilmiyorum umarım ciddi birşey değildir. panathinaikos maçında görmek istiyorum kendisini. [bir kaç dakika sonra gelen edit: "BokiNachbar: Hey tweets, I just have sore knee. Nothing to worry about. I continue with practice tomorrow. Big week coming up!!!!!!!" yazmış twitterına. ohh sevindim! bu adama dair en sevdiğim özelliklerden biri twitter'ı sayesinde ne yaptığından haberdar olabilmem:D ahah neyse şimdi konumuz o değil.]
efes resmen perişanları oynadı bugün. vişne her zaman ki gibi rezildi. ender'de girdiği anlarda pek etkili olamadı gerçi. ayrıca saç sakal karışmış ender'in. psikolojik bunalıma mı girdi n'oldu, bırakmış kendini resmen. günün tek iyi oyuncusu roberts'dı. o da serbest atışlarda kötüydü ama olsun. neyse sonuç olarak tofaş'ın da hiç bir üstünlük sergileyememesiyle 53-66 kazandık.
perşembe günü ne yapacağız acaba merakla bekliyorum.

---

akşama da ts-gs maçı var. az da olsa bakacağım, umarım berabere biter.

---

evet gerçek dünya nerde kalmıştık?
yarına 2 tane sınavım var. daha çalışmadım maç izlemekten. hadi şansım yanımda olsun da sorular birazdan çalışacaklarımdan çıksın. şans dileyin bana, görüşürüz.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

o maçın son setini ben de izledim cidden kötüydük. neslihan falan çok durgundu, herkes öyleydi gerçi. ama yorumcu kadın beni delirtti ekran başında. "hiç umut kalmadı" "bu ne biçim oyun" "neslihan o ne biçim pas" yeter be bi kapatsaydın çeneni kadın!

yeşil çay dedi ki...

evt ya o kadın çok konuşuyor. aralarda bizim antrenör türkçe konuşurken dedim bir dur da ne dediğini duyalım. "başınızı kaldırın da oynayın" dediğini duydum ama.